AKP’li Şamil Tayyar, Mehmet Akif Ersoy’un da tutuklandığı belirtilen “uyuşturucu” operasyonuna ilişkin yeni bir paylaşım yaparak, dosyayı “bağlantıları birleştirerek” incelediklerini ve ortaya çıkan tablonun “özel hayat” sınırlarını aştığını öne sürdü. Tayyar, “sapkın ilişkiler” ve “uyuşturucu kullanımının” yalnızca “keyif” amaçlı olmadığını iddia ederek, dosyanın devlet, siyaset, ticaret ve yargı çevrelerine uzanan bir etki alanı bulunduğunu savundu.
Tayyar’ın paylaşımında, bazı kişilerin yargı, bürokrasi ve medyada kadrolaşma oluşturduğu, bu ağın haksız kazanç üretmek için kullanıldığı ileri sürüldü. Paylaşımda yer alan iddialar arasında bir “üst düzey medya yöneticisinin” yargıdaki işleri için “sunuculardan birini” yanına alıp hakim ve savcıları ziyaret ettiği ifadesi de bulunuyor.
“İsim vermemişti, gizli tanık ifadesini işaret etmişti”
Tayyar, daha önce katıldığı bir televizyon programında, Mehmet Akif Ersoy’dan “daha ağır ithamlar” bulunan bir kişi olduğunu söylediğini ancak isim vermediğini hatırlattı. Bu kişi hakkında herhangi bir işlem yapılmadığına dikkat çektiğini belirten Tayyar, işlem yapılmaması durumunda “siyasi operasyon” şüphesinin doğabileceğini söylemişti. Gelen sorular üzerine de “cevabın gizli tanık ifadesinde olduğunu” öne sürmüştü.
Son paylaşımında ise iddialarını genişleterek, dosyada yer alan ilişkiler ağının kamu kurumlarına ve medya düzenine etki ettiğini savundu.
Paylaşımda sıralanan iddialar
Tayyar’ın ifadelerine göre dosya etrafında oluştuğu öne sürülen tablo şöyle anlatıldı:
Önemli bir kamu kurumunda görevli başkan yardımcısının sevgilisini kuruma aldırdığı.
Bir başka kişinin, TV sunucusu olan sevgilisine bir kamu kurumundan sembolik bedelle ev kiraladığı.
Üst düzey bir medya yöneticisinin, yargıdaki işleri için yanına sunuculardan birini alıp hakim ve savcıları ziyaret ettiği.
Bir kişinin eğlence sırasında “önemli devlet yöneticilerini” görüntülü arayarak yanında bulunan kadınlara “güç gösterisi” yaptığı.
Bazı isimlerin “külliye programına ödül olarak yazıldığı” iddiası.
Bu ilişkilere göre “ekranların paylaştırıldığı”, konukların belirlendiği ve politikaların şekillendiği iddiası.
Gözaltındaki varlıklı isimlerle, ekipteki hukukçular üzerinden bağlantı kurularak “milyon dolarlık anlaşmalar” yapıldığı iddiası.
Hem yerel hem merkezi iktidarla eş zamanlı “flört” edildiği ve farklı siyasi eğilimlerde olunsa da çıkar zemininde birleşildiği iddiası.
“Arınma süreci” çağrısı
Tayyar, yargı boyutunun ayrıca değerlendirileceğini söyleyerek, siyaset kurumunun “çok yönlü bir arınma süreci” başlatması gerektiğini savundu. Paylaşımını “çürümenin lokal değil, tüm bünyeyi tehdit ettiği” ifadesiyle tamamladı.