Teknoloji dünyasının gözünü çevirdiği soru artık yalnızca Apple’ın bir sonraki ürün lansmanı değil. Giderek daha fazla kişi, Tim Cook’un CEO (genel müdür) koltuğunu ne zaman ve kime devredeceğini merak ediyor. Şirket içinden sızan değerlendirmeler, donanım mühendisliğinden sorumlu üst düzey yönetici John Ternus’un haleflik yarışında bir adım önde olduğunu gösteriyor. Ancak bu tablo, Apple çevrelerinde herkes için ikna edici görünmüyor.
Ternus: krizi üstlenen, Apple Silicon geçişini yöneten isim
Bugün 50 yaşında olan John Ternus, 2001’den bu yana Apple çatısı altında. Yıllar içinde donanım mühendisliğinin en üst basamağına çıkarak iPhone, Mac ve diğer ana ürün gruplarının kritik kararlarında söz sahibi hale geldi.
Ternus’un şirket içi profilini güçlendiren dosyalardan biri, yıllarca tartışılan “kelebek klavye” krizi oldu. İnce ve hafif tasarım hedefiyle geliştirilen bu klavye, gerçek kullanımda tuşların yapışması, tozdan çabuk etkilenmesi ve kullanıcı şikayetlerinin artmasıyla sorunlu bir ürüne dönüştü. Şirket içinde bu dönemde sorumluluğu üstlenen ve sorunun çözüm sürecinde öne çıkan isimlerden biri olarak Ternus anılıyor. Bu tutumun, “hata da sahiplenilir” anlayışı nedeniyle kendisine saygı kazandırdığı ifade ediliyor.
Mac bilgisayarların Apple Silicon çiplerine geçişi de Ternus’un hanesine yazılan en önemli başarı dosyalarından. Bu geçiş, hem performans hem enerji verimliliği açısından Apple ürünlerinin konumunu güçlendirirken, şirketin gelecekteki donanım ve yapay zeka planları için de temel altyapıyı oluşturdu.
İş arkadaşları, Ternus’u sakin, duygusal zekası yüksek, ayrıntılara takıntılı derecede dikkat eden ve ürün odaklı bir yönetici olarak tanımlıyor. Apple’ın yapay zeka, karma gerçeklik ve yeni nesil donanımda ince ayarlı bir denge aradığı bir dönemde bu profil avantaj olarak görülüyor.
Riskten kaçınan lider eleştirisi
Öte yandan, aynı özellikler farklı bir açıdan bakıldığında soru işaretine dönüşüyor. Şirketin iç çevrelerinden gelen bazı değerlendirmelere göre Ternus, büyük risk almaktan uzak duran, temkinli bir yönetim tarzına sahip. Bu bakış açısına göre, yüksek risk içeren projelerde fren mekanizmasını devreye sokması, daha iddialı düşünen mühendislerde zaman zaman hayal kırıklığı yaratıyor.
Donanım ekibinden ayrılarak yapay zeka odaklı yeni cihazlar geliştiren bazı eski Apple yöneticileri ve tasarımcılar, yanlarına Ternus’un ekibinden de çok sayıda mühendisi çekti. Bu tablo, eleştirel kanatta, “fazla temkinli liderlik yetenek kaybına yol açıyor” şeklinde yorumlanıyor.
Ternus’a yöneltilen bir diğer eleştiri, karizma ve sahne performansı etrafında yoğunlaşıyor. Apple’ın giderek daha fazla regülasyon, siyaset ve jeopolitik gerilim hattının ortasında kaldığı bir dönemde, küresel sahnede güçlü bir yüz ihtiyacı sık sık vurgulanıyor. Bu çevrelere göre Ternus, içeride saygı gören bir mühendis lider olsa da kamuoyu önünde, dünya liderleri ve düzenleyici kurumlarla yürüyen siyasi gündemde henüz yeterince görünür bir rol üstlenmiş değil.
Craig Federighi ve diğer iç adaylar: teknik ağırlığı yüksek ama sınırlı
Apple’ın yazılım bölümünün tepe yöneticisi Craig Federighi, kamuoyunda en tanınan üst düzey isimlerden biri. Ürün lansmanlarındaki sunumları, sahnedeki enerjisi ve Apple kimliğiyle özdeşleşen üslubu nedeniyle, uzun süredir olası CEO adayları arasında sayılıyor.
Buna rağmen, şirket içi değerlendirmeler Federighi’nin ağırlıklı olarak teknik dosyalara ve yazılım tarafına odaklanmayı tercih ettiğini, şirket politikasının tamamını kapsayan geniş gündemle uğraşmaya daha mesafeli durduğunu aktarıyor. Federighi’nin de risk konusunda temkinli bir çizgide olduğu, özellikle karma gerçeklik gözlüğü ve iptal edilen otonom araç projesi gibi maliyetli başlıklarda harcamalara eleştirel yaklaştığı dile getiriliyor.
Yapay zeka konusunda ilk etapta daha şüpheci bir pozisyonda durduğu, bu teknolojinin abartıldığı ve öngörülemez olduğu yönünde çekinceler taşıdığı da kulislerde konuşulan noktalar arasında. Rekabetin hızlanmasıyla birlikte bu yaklaşımda kademeli bir değişim yaşandığı ifade edilse de, Federighi’nin haleflik yarışında Ternus’un gerisinde kaldığı yorumları öne çıkıyor.
Operasyonlardan sorumlu Sabih Khan, pazarlama şefi Greg Joswiak, hizmetler biriminin başındaki isimler de zaman zaman haleflik listelerinde anılıyor. Ancak Apple’ı yeni büyüme dalgasına taşıyacak, hem yatırımcıyı hem regülatörleri hem de kullanıcıları aynı anda ikna edebilecek bir “yeni dönem yüzü” arandığında, bu isimler daha düşük olasılıkta değerlendiriliyor.
Eski Apple kuşağı geri döner mi: Tony Fadell tartışması
Tim Cook, uzun süredir Apple’ın bir sonraki CEO’sunun şirket içinden gelmesi gerektiğini açıkça dile getiriyor. Yine de, kapının tamamen kapalı olmadığı bir başka senaryo daha var: Şirketin eski ağır toplarından birinin geri dönmesi.
Bu başlıkta en çok öne çıkan isim, iPod’un ortak yaratıcısı ve eski donanım yöneticisi Tony Fadell. Kulislerde, Fadell’in yakın çevresine Cook’un ardından Apple’ın başına geçmeye açık olduğunu söylediği konuşuluyor. Bazı eski Apple yöneticileri, Fadell’in sert ama net kararlar alan, güçlü ürün sezgilerine dayanan üslubuna dikkat çekerek, şirketi “ürün merkezli” yeni bir döneme sokabilecek etkili bir figür olabileceğini savunuyor.
Buna karşın, Fadell senaryosunu zayıf gören hatırı sayılır bir kesim de var. Eski dönemde ekipleri bölen, “kutuplaştırıcı” bir figür olarak görülmesi, şirket içinde herkesle uyumlu çalışamayan bir portre çizmesi ve geçmişte akıllı ev şirketi girişimi etrafında yaşanan anlaşmazlıklar bu şüpheleri besliyor. Bu nedenle, Fadell ismi geçse de Apple kulislerinde daha çok teorik bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.
Cook’un temposu yavaşlıyor mu
Tüm bu aday isimlerin etrafında dönen tartışmanın arka planında, Tim Cook’un kişisel temposu ve teknoloji yarışına verdiği yanıt da önemli yer tutuyor. Bazı analistler, rakiplerin yapay zeka hamlelerine karşı Apple’ın yeterince hızlı tepki vermediğini, şirketin bu alanda geriden geldiğini düşünüyor. Üst düzey yöneticilerin yapay zeka alanında yer değiştirmesi, yeni ürün stratejilerindeki gecikmeler ve Siri’nin yenilenme süreci bu eleştirileri artırıyor.
Cook’un özel yaşamındaki değişiklikler de dikkatle izleniyor. Uzun yıllar boyunca sabah 4’te kalkıp spor salonuna gitmesiyle bilinen Apple CEO’sunun bu rutini artık daha gevşek uyguladığı belirtiliyor. Çevresindeki bazı kişiler, elinde hafif bir titreme fark ettiklerini, bu durumun yakın zamanda yaptığı üst düzey resmi ziyaretlerden birinde de gözle görülür hale geldiğini anlatıyor.
Bir diğer işaret, Cook’un Palm Springs yakınlarında lüks bir ev satın alması oldu. Yıllarca, Silikon Vadisi gibi pahalı bir bölgede bile ev satın almak yerine kiralamayı tercih edecek kadar tutumlu olmasıyla tanınan Cook’un kariyerinin bu aşamasında böyle bir yatırım yapması, Apple çevrelerinde “emekliliğe hazırlık” göstergesi olarak yorumlanıyor.
Apple için kritik tercih: operasyon ustası mı, ürün vizyoneri mi
Bugün gelinen noktada tablo şöyle görünüyor: John Ternus, Apple tarihindeki bir sonraki büyük liderlik değişiminde en güçlü iç aday konumunda. Ancak ona yöneltilen “fazla temkinli, düşük riskli yönetim tarzı” eleştirileri, sahne karizması ve jeopolitik dosyalardaki görünürlüğünün sınırlı olması, Cook sonrası dönemin otomatik pilota bağlanmasını engelliyor.
Apple’ın vereceği karar, yalnızca bir kişinin adından ibaret olmayacak. Aynı zamanda şirketin yapay zeka yarışında, yeni donanım kategorilerinde ve artan siyasi baskılar altında nasıl bir liderlik modeliyle ilerleyeceğini de belirleyecek. Seçim, sakin ve operasyon ustası bir mühendis profili ile şirketi yeniden sert bir ürün vizyonu etrafında şekillendirmek isteyen daha iddialı bir figür arasında yapılacak gibi görünüyor.
Ternus, Federighi ve Fadell etrafında örülen senaryolar, Apple’ın kritik bir yol ayrımına yaklaştığını gösteriyor. Bu yol ayrımında verilecek karar, yalnızca şirketin geleceğini değil, küresel teknoloji dengesinin nasıl kurulacağını da etkileyecek.