Brown University kampüsünde iki öğrencinin hayatını kaybettiği, dokuz kişinin yaralandığı saldırı ABD gündemindeki yerini koruyor. Olaydan sonra hem televizyon kanalları hem de gazeteler, saldırganın kampüs çevresinde yürürken kaydedilmiş görüntülerini tekrar tekrar yayımladı. Buna karşın saldırganın kimliği hâlâ tespit edilemedi.
Polis ve FBI, kamuoyuyla paylaşılan görüntülerin şu aşamada eldeki en güçlü delil olduğunu vurguluyor. Yetkililer, şüphelinin saldırıdan önce kampüs çevresinde dolaştığını, belirli güzergâhları birden fazla kez kullandığını ve dikkat çekmemeye çalıştığını belirtiyor. Ancak görüntülerin yüz tespiti yapmaya yetecek netlikte olmaması soruşturmayı zorlaştırıyor.
Tartışmaların merkezinde ise kampüsteki güvenlik kameraları yer alıyor. Saldırının gerçekleştiği binalarda bazı alanların kamera kapsamı dışında kalması, “kör nokta” eleştirilerini beraberinde getirdi. Bu durum, üniversitelerin güvenlik altyapısı ve kapalı alanlardaki kamera politikalarını yeniden gündeme taşıdı.
ABD Başkanı Donald Trump da tartışmaya katılarak, kampüste yeterli güvenlik kamerası bulunmamasını sert sözlerle eleştirdi ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. Trump’ın açıklamaları, konunun sadece adli değil aynı zamanda siyasi bir tartışmaya da dönüşmesine neden oldu.
Brown Üniversitesi yönetimi ise güvenlik sistemlerinin kapsamı ve acil durum prosedürlerinin yeniden gözden geçirileceğini açıkladı. Üniversite yetkilileri, öğrenciler ve aileler için destek hatlarının devreye alındığını ve kampüs güvenliğinin artırıldığını bildirdi.
FBI ve yerel polis, saldırganın kimliğini belirlemek için yeni görüntüler yayımlamayı ve kamuoyundan gelecek ihbarları değerlendirmeyi sürdürüyor. Yüzlerce ihbar alınmasına rağmen şu ana kadar şüphelinin kimliğini doğrulayacak kesin bir bilgiye ulaşılamadı. Soruşturma, kampüs ve çevresindeki kamera kayıtlarının ayrıntılı incelemesiyle devam ediyor.